Nebil Özgentürk'ün hazırladığı "Sanatımızın Hatıra Defteri" isimli belgesel, sanırım Sunay Akın ile yıllardır çalışmasının da etkisiyle, tıpkı onun anlatıları ve kitapları gibi ayrı ayrı hikayelerin nasıl tesadüfler sonucu kesiştiğini gösteren bir çalışma olmuş. Sadece Safiye Erol, Fazıl Say ve Safiye Ayla ile ilgili bölümleri izlemiş olsam da en kısa zamanda bu belgeselin tüm bölümlerini izlemek istiyorum.
Ülker çikolatalarının sahibi Sabri Ülker'in gençlik yıllarında, henüz soyadı Berksan olduğu dönemlerde, Safiye Erol'un "Ülker Fırtınası" isimli kitabından esinlenerek, önce firmasının ismini Ülker olarak değiştirmesi, sonrasında da bu isimle tanınıp, anılmaya başlayınca soyadını da Ülker olarak değiştirdiğini öğrendim.
Safiye Erol ve Sabri Ülker'in aynı dönemlerde yaşamış olmalarına karşın birbirleri ile hiç tanışmamışlar. Sabri Ülker'in 12 Haziran'da vefat etmiş olması da ayrı bir şaşkınlık nedenidir. Çünkü 12 Haziran, Ülker Fırtınası zamanıdır...
Bir kişinin tüm hayatını etkileyebilecek düzeyde olan Ülker Fırtınası romanını bu tesadüfler sebebi ile çok merak ettim. Kitabın siparişini verip, beklerken elime aldığım her kitabı iğreti okumaya başladım. O kitabı okumadan başka kitaplara bir türlü odaklanamadım.
Kitabın konusu; yurtdışında okumuş Nûran isimli genç kızın yurda dönmesi ve Sermet isimli bir müzisyen ile tanışmasının ardından yaşadıkları aşkı anlatmaktadır. Bu aşkı diğerlerinden farklı kılan o dönemin şartlarına göre Nûran ın Sermet'in evli olduğunu öğrenmesi ile birlikte bu aşka devam etmesidir. Hem Nûran ile Sermet'in aşk hikayelerinin sonunun nereye varacağını merak ettiğimden hem de yan karakterlerin hikayelerinin merak uyandırıcı olmasından bir solukta okudum. Anlatılan hikayeden çok, Safiye Erol'un anlatımı, olaylar karşısındaki tespitleri ve hayata bakışı beni etkiledi. Bu sebeple, Safiye Erol'un diğer romanlarını da mutlaka okumak istiyorum.
"Çehre değil, çetrefil manalı bir kitabe! Bunu yazan bir muhalif rüzgar."
Safiye Erol - Ülker Fırtınası
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder